Bana bunu yazdıran esas şey şuan çalan ve bugün toplamda en az 50 olan luxus şarkısı "bi lareya" sabah otobüste gelirken kazancı bedih çalıyodu bayıla bayıla bütün albümünü dinledim. bi de sigara yaktım inip iş yerine gittiğimde luxus çekti canım, "bi lareya" yı ilk kez açtım. o andan sonra başka bişey açmadım.
Ben solcu bi ailede büyüdüm.
Müzik geçmişimi en çok bu etkiledi aslında.
hayatımın büyük bi bölümünde bildiğim şarkıların tamamı amcamın sevdiği şarkılardı
hatırladığım en eski şarkı "köyün evleri karanlık gökte yıldız pır pır eder"(asker kaçakları) dir mesela. Nazım Hikmet'in şiiri olup Grup Yorum bestesi.
"dağlarına bahar gelmiş memleketimin" de yine nerdeyse ninni çağımda bildiğim bi türküydü.
okul açılmadan salkım söğütü baştan sona okuyabildiğimi biliyorum mesela. hatta çevre radyoda bi çocuk programı vardı. orayı bi kaç kere aradığım için beni stüdyoya çağırmışlardı. Ben de çıkış parçam olan"salkım söğüt"ü okuyup o zaman yeni çıkmış olan uğurlar olsun(Selda Bağcan) coverlamıştım. Fakat bu cevvalliğim canlı yayında kayıt cihazına elimin çarpması vasıtasıyla düşürmemin gölgesinde kalmış belki de "altın çocuk" olma şansımı değerlendirememiştim. (çevre radyo şimdiki Elmadağ'daki Bambi hamburgercisinin yerindeydi. sene 94 ama hafıza iyi)
yine aynı yıllarda kürtçe müzikle de tanışıp, aşırı itici geldiğinden koşarak uzaklaştım
(şimdilerde bu davranışı ağzımın kenarında hafif bir gülümsemeyle "toyluk" olarak değerlendiriyorum)
ben tam bi Tarkan hayranıydım, "şımarık" albümü çıktı mı diye her gün gültepeye çıkıp soruyodum, mayısta gittim haziran dediler, haziranda gittim temmuzun başı, temmuzda gittim 15 gün var dediler. ilkkez televolede duydum şımarığı, allahım dedim ellerimi açıp, noolur sana yalvarıyorum bu şarkı böyle hafiften azarlarak (teknik açıklaması audiowave'i 12'den -287.5 e almak) bitmesin, nolur dedim bir final bir bişey olsun bu şarkıda, final az sonra geldi ve tanrı beni ilk kez mahçup etti, tarkan "yakalarsam muuuuuuaaaağğğğğğhhhhh" diye bitirdi şarkıyı...
Çeliğin de kasetini aldığımı hatırlıyorum, atatürk diye şarkı vardı, herkes bi şekilde piyasada kalmaya çalışıyo tabi, o da ordan gidiym demiş.
sonra Mustafa Sandal, gidenlerin ardından mıydı gölgede aynı mıydı adı o albümle çağlayan minibüsü adeta iç içe geçmiş gibi, hep mi orda dinledim ne yaptıysam (çağlayanda teyzem çalışırdı ben okuldan sonra evden teyzemin yanına gitmeye bayılırdım)
4 tane teyzem vardı benim 3 tanesinin genç kızlık zamanlarında büyüdüm ve onlar ne dinlese benim idolüm oydu o. onların skalası da genelde "birsıfıraltıyüzaltıııııyistanbulefemmm" dolaylarındaydı. Sertab Erener'e iyki aşina olmuşum o zamandan, geri kalanlarsa dönemin popçularıydı ve 90 lar kliplerinde adı geçen herkes bir kere kulağımdan ananemlerin evindeki televizyon vasıtasıyla geçmişti.
akşam okuldan geldiğimden- haberlere kadar olan bölümde taş devriyle ananemin tsm korosu çakışıyordu ve arada bir iktidarı kaybediyordum,
biraz dikkat verdiğimde, insan bunu nasıl dinler diye düşünüp ani bi hışımla bişey bulmuş gibi kalkmıştım
"ananeee sizi kandırıyolar baştaki kız şarkının adı şu dediği cümleyi daha bi kere söyleyemedi uzatıp uzatıp bitiricek geç bunu geç" demiştim.
Baba tarafında durum daha farklıydı deyişlerle cemlerle akşamı ediyorduk, ben galiba eleştirmeyi babaannemin bu şarkılar esnasındaki abartılı hareketlerine bakarak öğrendim.
Yine amcam benim müzik hayatımda çok etkiliydi. ben çocukken sadece dinlemiyordum, şarkı yazıyordum,amcamla kaset çıkarcaz diyordum, ne iş yapıcaksın dendiğinde şarkıcı olucam diyodum. tarzım da grup yorumun ve kızılırmak'ın şarkılarıyla şekilleniyordu. özgündüm yani.
Hatta bu soruyu bi keresinde ilkokuldan ortaokula geçiş sınavında gözetmen öğretmen sormuştu, şarkıcı olucam diyince sesin güzel mi ki demişti, küçük ibo ile aynı yaştaydık galiba öğretmen büyüyünce değil şimdi olacağımı düşünmüştü.
babam bu anıdan sonra bu soruyu soranlara "bilgisayar mühendisi" cevabını vermemi ezberletti. ama ben boyun eğmedim "şarkıcı, eğer olamazsam bilgisayar mühendisi" diyordum.
bunu kayıtsız şartsız ezberleyen ve lise 3 e kadar hiç sorgulamayan arkadaşım TM seçmesine rağmen bu soruya "bilgisayar mühendisi" cevabını verince bi kere daha gurrur duydum kendimle, ben bunu 7 yaşımda sorgulamıştım, o 17 yaşında ezberden gidiyordu. ülkü hoca da böyle demişti.
Pop uykusundan çabuk uyandım, türkü yoğun bir evde yaşadığımdan en son uğradığım müzik dalı da bu oldu, ama özgün müzik daha sonra rock müzik sonra ikisini beraber yıllarca dinledim,
Bende her dönemin abartılı bir müzik türü varıdr, yani ben normal dinlemem, onu buluınca sabah akşam tuvalette mutfakta, otobüste, bıkana kadar dinlerim
Bu anlamda lider Zülfü Livaneli ve ya Grup Yorum sanırım. ikisini de milyonlarca defa dinledim ikisinin de bir sürü albümü var.
Özellikle ilk arabamız "Peugeot 404"te devamlı çalan Selda Bağcan, Suavi, Edip Akbayram, Ahmet Kaya, Güler Duman, Yavuz Bingöl ve daha bir sürü sanatçıyı da az dinlemedik ama ben en çok dinlediklerimi sıralıyorum.
İlkokul 5 ve ortaokulun başı Zülfü Livaneliyle geçti Grup Yorum da yoğun olarak aynı yıllardaydı
(hiç serdar ortaç dinlememiş olmamla hala gurur duyarım)
orta okul 2 de buna rock müzik eklendi, Teoman ve Özlem Tekin'i abarttım bu kez. Grup Yorum elendi, Zülfü'yle Teoman lise ortalarına kadar müzik tarzımdı.
Lise'nin tam başı diyemem ama ilk sene civarlarında RHCP ile tanıştım, o dönem çok dinlediğim Mtv'den yazmaya değer bir onu buluyorum.
Kürtçe müziğe hala mesafeliydim, yalnız içkili ortamlarda Süleyman Amca'nın Çaye berbena'sı ilgimi çekmiyor değildi. sanki bu türküyü yan komşu yapmış gibiydi, ya da dedem kendi kendine mırıldanırken biri duymuş meşhur etmiş gibiydi, o kadar bağdaşıktı dedemle babaannemle,
Koray Candemir, Şebnem Ferah, Feridun Düzağaç, Bulutsuzluk Özlemi ve daha bir sürü bu tür müzik dinledim bu yıllarda, yeni türkü ve benzerlerini de ondan sonraki dönemimde dinledim,
Yine lise zamanı, ama henüz başları Mazlum Çimen "Çimen sesleri" albümünü aldık amcamla, galiba hala hayatımda dinlediğim tüm şarkıları iyi olan "haziranda ölmek zor" "hemavaz" ve "gülün kokusu vardı" ile birlikte en iyi albümlerdendir.
Grup çığ ve Kazım Koyuncu ortak bir konserde çıktı karşıma, ikisinin de belli dönemler fanı oldum ve Kazım Koyuncu'yu ilk kez gördüğüm yerde son yolculuğuna uğurladım seneler sonra Harbiye'de
derken bi gün müziğin ne olduğunu farkettim...
Kardeş Türküler'in Demme diye bi şarkısı vardı, Alışılagelmiş bir şarkının Grup yorum'un Ey Şahin Bakışlım'ının kürtçesi gibiydi, kürtçe de Babaannemlerde alışılageldik bir dildi, fakat beni ilk defa çekiyordu.
derken taksimde bir pasajda ayaklarım bir müziğe gitti, "Sattpialo"ydu adı. Yine Kardeş Türkülerdi, Bu beni çekenin ne tanıdıklık, ne cem, ne de kürtçe olmadığının kanıtıydı, bunu Zepûr Gi Tarnam izledi, derken Düzgün Bavo ve Fadike gibi babaannemin alışılagelmiş türkülerine kayış başladı yine Kardeş Türküler'le.
Kardeş Türküler, o ana kadar hiç duymadığım kadar yoğun ve etkili bir müzik yapıyordu. Lise3 te bu grubun ilk konserine gittim (11 haziran 2003) konserden çıkınca bileti saklamaya karar verdim, o günden beri de harbiyede hiç bir konserini kaçırmadım...
Ödp'nin yaş günü etkinliklerine, Abdi İpekçi'ye, İnönü'ye, Saraçoğlu'na; Onur Akın, Yavuz Bingöl, Ahmet Kaya, Bulutsuzluk, Moğollar, Güler Duman Suavi dinlemeye gitmiştik defalarca, umut da ben de bu konserlerde Bulutsuzluk Özlemini beklerdik, Ahmet Kaya ise en son çıktığı için bir-iki şarkısını dinler eve götürülürdük, ama bu konser onlar gibi değildi.
Kardeş Türküler albüm çıkardıkça müzik tanımım değişti, her dile olan ilgim perçinlendi ama aynı şarkının farklı versiyonlarından aynı tadı alamadım, Kardeş Türküler bağımlılık yapmıştı.
Konser diyince söylemeden geçmiyim, aynı yıllarda Barısarock etkinliği düzenlendi, biz yine Umutla beraber gittik tabi, aşağı yukarı paralel bi hayatımız ve zevkimiz vardı ve ikimizin de o güne kadar geçirdiği en keyifli geceydi Barısarock 2003.
Erkan Oğur ile de bu zamanlarda tanıştım. her yaz gittiğimiz Altınoluk yolarında Broadway'imizde arka arkaya çalan "gülün kokusu vardı" daince sesli olanın erkan oğur olduğunu öğrendiğimde hayal kırıklığına uğramış olsam da bu dev cevheri hala listemin en üstlerine koyarım.
Çingeler zamanı (time of the gypses) filmini izledim bi gün, son sahnede çalan ve adının sonradan "Ederlezi" olduğunu öğrendiğim şarkıda o kadar çok ağladım ki, uzun bi zaman bu şarkıyı aradım önce Goran Bregoronoviçin olduğunu öğrendim, sonra onun Goran Bregoviç olduğunu, taksimde emek sinemasının sokağında 3 albümünü 5 tl ye aldım ve Ederleziyi sonunda buldum. Korsanla aram o günden sonra daha iyi oldu ama ben de Goran'ın harbiye'deki konserlerine giderek, borcumu ödedim.
Ederlezi'yse yıllardır tüm sanal alemde nickim oldu, "versiyon 2.1" manasında ederlezicocek helinde devam etti.
Ederlezi beni çok ilginç ve muhteşem albümlerle ve performanslarla tanıştırdı,
Dünya Çingene Müzikleri albümü bunlardan biri, bu benim etnik, kendi dilinde müziğe ilk girişimdi,
Dünya Devrim Şarkılarını da çok sevdim zamanında,
Polyushka Polye,
Dona Dona,
Filistin,
Beyrut,
France,
Argentina isimleriyle kaydedilmiş, gerçek adı bestecisi kim bilmediğim bir sürü muhteşem şarkı vardı Emin Abi'nin Her bilgisayara format attıktan sonra yüklediği, o klasörün tamamı da bu listeye girer
ve Üniversite tam keşif yılları oldu, o kadar çok müzik keşfettim ki,
keşif bazılarında ilk defa duyduğum, bazılarındaysa zaten bildiğim ama daha çok içine girdiğim isimleri getirdi.
Ahmet Aslan'ı ev arkadaşımın sayesinde öğrendim,
Nilüfer Akbal, Metin-Kemal Kahraman, Şiwan Perwer, Fırat Başkale ve Aynur'sa önceden bildiğim ama incelemek için çok fırsat bulduğum sanatçılar oldular.
bunlardan Sırf Nilüfer Akbal ile geçen bir dönemüm de oldu ama Aynur'un dönemi tüm zamanların en uzun dönemlerinden biri olup hala tam geçmiş sayılmaz.
Yine sırf Şivan Perwerle geçen dönemim de oldu ve hala en değerli bulduğum dönemlerden biridir
sadece Yeni Türkü ile geçen kısa bir dönemim de oldu, düş sokağı sakinleriyle geçen daha uzun bir dönemim de.
Bülent Ortaçgil, Doğan Canku, Fikret Kızılok Dönemim de oldu, "Gönül" Şarkısı galiba en sevdiğim şarkılarda ilk 10 a girer.
Ama ilk 10 a en az 5 şarkı verecek grup Ezginin Günlüğü'dür. Kardeş Türküler bir orjinal müzik grubudur, Grup Yorum Söz, ama Ezginin Günlüğü ikisi de, Ezginin günlüğünün de hüsnü arkan'ın da etkisinden çıkmak kolay değildir, Zira Film Çektirir, Aşık Oldurur, Yazdırır, Çizdirir.
"Ezginin Günlüğünün çeyrek'i, benim tamamımdır"
Barısarock2003'te keşfettiğim "Gevende", Daha önce dikkatimi çeken "Rebel Moves", sonra "BaBaZuLa" ve bunlara bu yaz eklenen, yazının başında bahsettiğim yeni takıntım "Luxus" birbirine çok benzettiğim gruplar. ve benim bunların hepsine çok yoğun ilgim oldu, özellikle Babazula'nın cecom'u listeyi zorlar.
Yine bi dönem metrobüste sadece "Hozan Beşir" dinledim
Uzun Bir süre Göztepe'de "Gayda İstanbul",
Yine aynı dönemde uzun Bi süre "Bajar" dinledim deli gibi.
unuttuğum sonradan düşünüp nası aklıma gelmemiş diyeceğim var mı bilmiyorum ama
Bir dönem Edith Piaf ve Charles Aznavour şarkıları ve bunların farklı versiyonlarını bulmaya çalıştım,
başka bir dönem Yasmin Levy ve ispanyol müziklerine merak saldım,
Arada bir sürü Karışık MP3 tadında cem karacadan Ac-Dc'ye kadar geniş yelpazede,ve benzer türlerin neredeyse tüm gruplarıyla haşır neşir oldum.
İnti İllimani, Birsen Tezer, Janet&jak Esim, Selim Sesler,Tara Jaff, Dijvan Gasparyan, Farid Farjat, Esma Redzepova, Dilberay, Hümeyra, Kazancı Bedih dinledikçe dinlediklerim, hastası olduklarım oldular.
Bi kaç aylık keşiflerim ve son gözdelerimse Büyük Keşfim Mizgin Tahir ve Adını Her defasında karıştırdığım İlana Eliya Ve Luxus
Yıllardır En çok dinlediğim Müzik türü "Kürtçe-Zazaca"
En sevdiğim Şarkı için adaylarsa;
Kardeş Türküler Yorumuyla "Bugün Güzellerin Şahını Gördüm"
Ezginin Günlüğü "Leyla"
Goran Bregoviç"Ederlezi"
Aynur yorumuyla "Lavike Metini"
Şivan Perwer Yorumuyla "Halepçe"
Fikret Kızılok "NüNü"
Mazlum Çimen "Feryadı İsyanım"
ilk aklıma gelenler...