26 Mayıs 2012 Cumartesi

değişken ruh hali

dün finnandiyayla oynanan milli maçla jübile yapmış Rüştü.

en sevdiğim futbolculardan biridir. bir kayserispor maçında engin hem sakatlanmış hem de kırmızı kart görmüştü, levent enginin bacağını kırmıştı, 8 ay oynayamayacaktı, ondan sonra kaleye geçmişti rüştü, ilk geçtiğinde penaltı kullanılıyordu kariyerine gol yiyerek başladı.

çok iyi hatırlıyorum bu teeey ne zaman olan olayı onun için yazdım zaten, engine sor hatırlamaz böyle detaylı, seyrediodum o maçı, fil hafızası var bende, hem 8 ay oynayamıyo adam hem de nası kırmızı kart görüyo hala annamadım gerçi ama çok üzülmüştüm engin sakatlanınca ama rüştü onu geçti, gerçi volkan da onu geçti.

hem centilmen hem hırslı hem de çok iyi futbolcuydu rüştü, barcelonaya bile gitti, orda her topu içeri aldı ama olsun,


gerçi beşiktaştayken galassaraydan bilerek gol yiyip fenerin şampiyonluğunu engellemişti 2-3 sene önce ipne, hee bak bunu untmuştum, vay piç sktrsin gitsin. jübile neymiş

22 Mayıs 2012 Salı

futbol

herşeyin sorumlusu futbol galiba,
hep bu yensen de yenilsen , yağmur çamur edebiyatı, hakem yaktı gol vermedi haksız kart vs vs yüzünden objektifliğini yitirdi millet, körerdi... Giderek daha subjektif oldu, bunun ismi fanatiklik olunca renklere gönül vermek ayağına hoş görüldü, yani senin bir konuya etraflıca bakamaman, kendini merkeze koyarak bariz taraflı yorumlar yapıyor olman, "numara yapma kalk lan it" dediğin adamın bacağının kırıldığını 3 ay oynayamayacak olduğunu duyunca utanmıyor olman, insan olarak seni çok zedeledi.

futbol çok izlenmedi galiba, izlettirildi, elinde fotomaç ile gezmekten utanmayacak hale geldiğinde, postaya, sözcüye, zamana geçmesi zor olmadı, en basit yorumları beğenmesi futbolun körleştirdiği bir kafa yapısının sonucuydu aslında,

bir takımın fanatiği olmak yanlışlarını görmemeyi, hep haklı bulmayı ve bu da paralel evrende milliyetçilik idiotluğunu getirdi, bir insan herhangi bir şeyin milliyetçisi olmuşsa hayatı orda bitmiştir. yaşadığı coğrafyayla övünmek, doğuştan gelen herhangi bir durumun çok değerli olduğunu düşünmek, normal, sağlıklı bir insanın düşünebileceği bir şey değildir.

bir insana ancak doğumundan itibaren bir rengin diğerlerinden daha üstün olduğunu öğretirseniz, bu rengin hep çile çektiğini öğütlerseniz, aslında köklü ve soylu renkler olduklarını, bazı ırk büyüklerinin aynı renkleri sevdiğini bu yüzden gurur duyması gerektiğini anlatırsanız, bir zaman sonra aynı renkten, bir zaman sonra da aynı ırktan yakınlar edinir,

farklı ırkların onlara olan düşmanlığından, hep karşı tarafın hain, kendi taraflarının kahraman olduğundan, tarih boyunca bunun böyle olduğundan, kıskanıldığından, çekilemediklerinden, onların birlik olduğu kendilerinin hep yalnız olduklarından bahsedilirse;

hep hakkının yendiği, hep haklı olduğu, hep haksızlık yapıldığı masalları öğretilirse objektifliğini kaybeder, inandığının en doğru, tuttuğunun en başarılı, yaşadığı coğrafyanın en üstün, ve kendi ırk büyüğünün en ulu, soylu olduğuna inanır, yani gerizekalı olur.

fakat bir ülkede yüzde doksan böyle düşünüyoırsa, gerizekalı olduğunun bile farkında olmadan ölür,
ancak gerizekalı bir insan düşük seviyede yayınlardan ve yayımlardan hoşlanır, ancak gerizekalı bir insan ulu kabul edilen büyüğünün gözlerinin rengiyle övünebilir, fırlattığı okların açtığı yolda gösterdiği hedefe gideyim derken kendini ambulans arkasına takılırken bulur.

ikisinin de aynı mantık aynı çıkar savaşı olduğunu bile farkedemeden ölür.